Minamata Sözleşmesi’nin Türkiye’de Ön Değerlendirme Projesi 13 Eylül 2017’de başlamış olup ve 30 Ekim 2019’da tamamlandı. Proje döneminde ulusal ve uluslararası uzmanlar tarafından 1. Ve 2. Seviye olmak üzere Türkiye’nin ilk cıva envanter raporları oluşturuldu. Proje kapsamında cıva ulusal eylem planı, yasal boşluk analizi ve taslak mevzuat oluşturuldu; bilgilendirici seminerler ve farkındalık çalışmaları düzenlendi. Çocuklar için animasyon filmleri, broşürler ve oyunlar hazırlandı; kimyasal bir gezici ev ve içerisinde sanal gerçeklik gözlükleri bulunduran, kimyasallar ve cıva üzerine bir bilgi merkezi kuruldu. Bunlara ek olarak, yine proje kapsamında gezici bir cıva ölçme ekipmanı tedarik edilerek, ülke kullanımına sunuldu. Tüm ekipmanlar, katılımcılar tarafından projenin kapanış etkinliğinde deneyimlendi.
Minamata Sözleşmesi insan sağlığını ve çevreyi cıvanın yan etkilerinden korumaya yönelik küresel bir antlaşmadır. Yasal olarak bağlayıcılığı olan bu küresel belge, 19 Ocak 2013’te İsviçre’nin Cenevre kentindeki Hükümetlerarası Müzakere Komitesi’nin beşinci oturumunda kabul edildi. Antlaşma 9-11 Ekim 2013 tarihleri arasında Japonya’nın Kumamoto kentindeki Minamata’da gerçekleştirilen Genel Kurul Toplantısı’nda resmen kabul edilerek imzaya açıldı. 2015 yılına kadar 128 ülke antlaşmayı imzaladı; 20 ülke de antlaşmaya onay verdi. Türkiye, 24 Eylül 2014 tarihinde antlaşmayı imzalayan ülkeler arasına katıldı. Minamata Sözleşmesi, kilit sanayi sektörlerinde cıva kullanımını azaltmak ve mümkün olduğu yerlerde bertaraf etmek için aşamalı bir yaklaşıma sahiptir. Sözleşmenin hükümleri, tedarik kaynakları ve cıvalı ürünlerin ticareti ile cıva ve cıva bileşenlerinin kullanıldığı üretim süreçleri için belirlenen son tarihlerin aşamalı olarak durdurulmasını kapsıyor. Sözleşme, bu hedeflere dayalı olarak cıva emisyonunu sistematik olarak azaltmak, onu toprağa ve suya salmak ve alternatiflerin mümkün olduğu yerlerde cıva kullanımını aşamalı olarak durdurmak için tasarlandı.
Projedeki analizler havada, temiz ve atık suda, insan kanında ve seçilen bölge topraklarında geniş katılımlı akademisyenler ile birlikte yapıldı ve raporlandı; çıktılar üyeleri tarafından bu toplantıda sunuldu. Ülkemizde, sözleşmenin tarafı olma süreci başlatıldı ve şu anda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’ndan onay beklemektedir.